22 Kasım 2015 Pazar

İSTANBUL 34.TÜYAP KİTAP FUARI


Eveeeeet sonunda yazıyorum ,hala inanamıyorum yazdığıma . Uzun zamandır yazmıyorum malesef.Nedeni ise Bilgisayar dersim var bu sene ve Matlab programı öğrenmeye calisiyoruz bende bu programı bilgisayara indiriyim derken -ne kadar anlamıyorum düşünün :) - virüs bulaştı ve internete girmek ne kelime bilgisayarı açamiyorum ne yazık ki. O yüzden telefondan yazıyorum bir hatam olursa şimdiden kusura bakmayın efendim. Bu sefer ki dönüşümümün sebebi ise geçen hafta gitmiş olduğum 34.İstanbul TÜYAP kitap fuarı. Fuar önceki senelerde olduğu gibi oldukça kalabalıktı." Peki fuar bu kadar kalabalık olmasına rağmen okuma oranı neden bu kadar düşük ?" sorusu aklımı kurcaladı. Gecen sene olduğu gibi bu senede liseden bir arkadaşım ve 'S' le beraber gittik. Benim vize haftamdan sonra oldugu icin kafam rahat bir şekilde çokça mutlu ve heyecanlı gittim ve tüm enerjimi harcayıp döndüm.


Gelelim TÜYAP'tan aldığım kitaplara :
1.Fİ-Azra Kohen
2.Çİ-Azra Kohen
3.Pİ-Azra kohen (bu üç kitap seri ve çok merak ediyorum . Ayrıca set şeklinde aldım )
4.BAYAN PEREGRİNE'NİN TUHAF ÇOCUKLARI-Ransom Rıggs
5.BİR APAÇİ MASALI-Angutyus
Bir de arada fırsat buldukça aldığım kitaplar var :
6. KAFES-Josh Mallerman
7.MİLENA'YA MEKTUPLAR -Kafka
8.SEN BENİM DİĞER YARIMSIN-Holly Bourne
Sizde bu kitapları okuduysanız veya okumadıysanız düşüncelerinizi yazarsanız sevinirim :) Şimdiden teşekkürler


                                                                      'n'


3 Ekim 2015 Cumartesi

Mr.Robot


          Mr.Robot 1. sezonunu 10 bölümle bitirmiş bir yaz dizisi. İlk bölümleri beni pek sarmasa da daha sonraları özellikle 8. bölüm ve sonrası daha heyecanlı ve ilgi çekiciydi. Bilgisayara ilgisi olanların daha çok seveceğini düşünüyorum ama İ.M.B.D de 9.4 aldığına göre izlemeye değer diye düşünüyorum.
          Konusuna gelicek olursak Eliot adındaki resimde gördüğünüz kişi iletişim kurmakta zorlanan , anti-sosyal , iç sesiyle sık sık konuşurken görüceğiniz bir kişiliğe sahip. İç sesinden kurtulmak içinde az dozda uyuşturucu alır. Sabahları siber güvenlik şirketinde programcı olarak çalışan akşam ise hackerlık yaparak dolandırıcıların,yasa dışı suç işleyenlerin- aslında kendisi de suç işliyor bu şekilde ama iyi saklanıyor- bilgilerine ve verilerine ulaşarak bunları polise ihbar ediyor. Bu topladığı bilgileri, çevresindeki herkesin bilgisayarından topladığı, Cd'lere kopyalayıp bilgisayarından yok ediyor. Daha sonra çalıştığı şirketin bilgisayarına girmeye çalışan ''fsociety'' adındaki bir hacker grubunu engeller ve bunun onunla tanışmak için yapıldığını düşünür ve olaylar bundan sonra gelişir. Sezon finali ile de gelecek sezonların daha heyecanlı olacağına sinyal verdiler.
 
 SPOİLER:  Ben ilk bölümde iç sesiyle konuşmasını duymamla '' şizofren '' olduğunu düşünmüştüm ve bunda yanılmadım ancak babasının gerçek olmadığını düşünmemiştim hiç. Çok şaşırdım orda, hiç beklemiyordum.Darlene'de ayrı bir şoktu.Finalde Eliot'un kağıyı açtığında Tyler çıkıcak karşısına bence en son konuşan kişi ise White Rose 'du . O saat sesinden bir ipucu verdiler.

Darlene'i Suburgatory izlediyseniz ordaki Dalia karakterini canlandıran Carly Chaikin ,bu rolü ile de oyunculuğunun hakkını verdiğini düşünüyorum.






                                                                                           'n'

19 Eylül 2015 Cumartesi

WATTPAD #2

Daha önce okuduğum wattpad hikayeleri için Tık Tık

                                                                                   DÜŞMAN OKULLAR


           Daha yeni hikayenin sonuna geldim hemen yazmak istedim, bu arada hikaye hala devam ediyor. Konusuna gelicek olursak adından da anlaşılacağı üzere iki düşman okul arasında yaşananlar. Bu düşmanlık kelimesinin üstünü fosforlu kalemle çizmek gerekir. '' Defne '' adında yeni kızın okula katılması ile işler biraz değişir . Ben hikayeyi şimdiki gidişatı ile beğendim. Özellikle kızlarla erkekler arasındaki atışmalar çok hoşuma gitti.

                                                                                    SOLUCAN 1-2-3



          Solucan en en en beğendiğim hikayelerden birisi gerçekten. Hikayeyi okurken kendimi kaptırmakla kalmayıp bir sahnesi var ki Halil Sezai'nin Git adlı şarkısının olduğu bölüm ağlamayı geçin o şarkıyı dinlemekten bıkmadım hatta o şarkıyı başka yerde duyduğumda durup kitabı okurken ki o hislerden kurtulamadım. Kitap diyorum çünkü yazar bir yayınevi ile anlaşmış ve kitap olucak. Konusu ise Nehir adındaki ailesinin koyduğu kurallardan sıkılan bir kızın, bu düşüncelerden kaçış yolunun aşık olmak olduğunu düşünür ve aşık olacağı kişinin beş özelliğini sıralar. Bir gün parktaki bir bankta oturan ''Kıvanç '' adındaki istediği özelliklere uyan bir erkeğin yanına gider ve '' Sana aşık olmama izin verir misin ? '' der ve hikaye başlar.

                                                                                     BENİMLE YAN


          Benimle yan öncelikle final yapmış bir hikaye. Masal adındaki bir kızın sevgilisinin onu aldattığını gördükten sonra yolda söylene söylene yürürken bir arabanın ona çarpması ile yere düşer.Tabi arabayı Ayaz adındaki yakışıklı ve zengin biri sürmektedir. Masal ve Ayaz hikayesi burda başlıyor.Ama benim bu iki karakterin dışında çokça beğendiğim bir karakter daha var ki o da Anıl. Şebek olmasının yanında bir o kadar duygusal.Okuduğunuzda ne demek istediğimi anlıcaksınız.


                                                                                        KÜÇÜK HIRSIZ


          Küçük hırsız kitap olan hikayelerden ancak Wattpad'de bölümleri hala duran tek kitap galiba . Konusu ise Azra babaannesinin hastalığı yüzünden okulu bırakıp çalışmaya başlayan- çünkü ilaç almak zorunda.- ancak işlerinde de her zaman başarılı olamamasından arada hırsızlık yapan bir kız. Bir gün  Ekin adındaki birinin cüzdanını çalacakken yakalanır. Bu hem Azra'nın hem de Ekin'in işine yarayacak bir karşılaşma olur.


                                                                                        'n'

6 Eylül 2015 Pazar

Pencere



Bir pencere ne kadar önemli olabilir ki bir insan icin ? Ya da veda ederken mi bu kadar anlamlı her şey ? "yaz okulunun son ders günü bitti. Son gün diye kuşlar cıvıl cıvıl ötüyordu , rüzgar ilk kez bu kadar çok esiyordu belkide . 11 saat fizik dersinin ardından bende ki devreler de yandı arkadaş. Son gün diye katlandık n'apalım. Akşam 8 de çıkıp üstüne iki saat yol gitmek de yanında   Şimdi sırada finallere gitmek kaldı. " Ben bu cümleleri son gün yazıp taslak olarak kaydetmiştim ama unutmusum ki paylasmayı . Olsun yine de paylaşıcam .  Finallere girdim veeee iki dersten de geçtim çok şükür ☺ Geçtim geçmesine de doğru düzgün tatil yapamadan haftaya okul başlıyor bile. Son hafta sorun çıkmazsa gidiyorum Balıkesir'e. Bir stres atıyım,kafa dağıtıyım bende. Ne güzel başlamıştım yazıya sonunda cıvıtmasam iyiydi. Toparlayalım öyleyse. Pencere demişken ;

                                           
" Sanki nedir bir sonbahar yağmurunun anlamı, Bir kadın bir pencerede yalnızken..."
                                                                                                   Edip Cansever

                                                                  'n'

1 Eylül 2015 Salı

Eğer Yaşarsam / If I Stay


        Bugün duygusal bir filmle karşınızdayım. Eğer yaşarsam izlerken kitaptan filme çevrildiğini bilmiyorum. Film bittiğinde yönetmen, oyuncular, vb. geçerken kitaptan alınarak yazıldığını gördüm. Eminim kitap daha güzel ve duyguludur. Ancak ben filminden bahsedeceğim size. Kitabı okuduktan sonra da yorumumu yazarım. Gelelim filme. Film 17 yaşında , hayatını ailesinin Rock müzik hayranlığına zıt olarak klasik müziğin vazgeçilmez enstrümanlarından çello ile bütünleştiren Mia adındaki bir kızın hayatını anlatıyor. Mia , Rock şarkı söyleyen bir grubun hem gitaristi hem vokali olan Adam 'a aşıktır.Aynı zamanda en iyi müzik okullarından Juliard'a gitmek istemektedir. Mia ailesiyle çıktığı br gezi sonucunda araba kazası geçirir ve yoğun bakımdayken, görünmez bir şekilde hem hayatını hem de ailesini ve sevgilisini sorgulayarak ya hayata tutunacaktır ya da ölümü seçecektir.
         Ben filmi beğendim.Ancak Adam'ın tavırları bazı yerlerde çok saçma geldi. Ya da asi rolünden kaynaklanıyor olabilir. Bunun dışında Mia'nın ailesinin tavırlarını, özellikle annesi ile konuşmalarını çok beğendim. Çello ve gitarın uyumu ve Mia'nın çelloya olan tutkusu çok güzeldi. İkinci film yayınlancak gibi geldi. Çünkü film yarıda kaldı ve ikinci kitapta çıkmış .



'n'

31 Ağustos 2015 Pazartesi

American Ultra

 
       Hem aksiyon hem de komedinin bir arada olduğu "American Ultra" karşımızda. Uzun zamandır sinemaya gitmiyordum.  O ortamı özlemişim ki bu bir de aksiyon filmi ise daha doyumsuz bir his verdi. Jesse Einsenberg oyunculuğu tek kelime ile muhteşemdi ve Kristen Stewart ile de güzel bir uyum yakalamış. Filmdeki Apollo maymun hikayesi - bunu izlediğinizde anlayacaksınız. - cok guzeldi.Filmin konusu Mike Howell (Jesse Eisenberg ) ve Phoebe Larson (Kristen Stewart) çifti sakin bir hayat yaşamaktadırlar. Mike, Phoebe'ye evlilik teklifi etmek ister ama bir türlü o zamanı bulamaz. Ayrıca Mike kendisinin bile bilmediği  bir ajan .C.I.A onu etkisiz hale getirmek için karar alır. Mike ve Phoebe ' nin bu durumdan  maceralı kaçışını kaçırmayın derim. Bence çok kestirmeden, olayı anlatmadan yazdım, bana bir alkış.  :)










 
                   

'n'

16 Ağustos 2015 Pazar

ÖYLE İŞTE #2

     Kendinizi mutsuz, değersiz ve en çokta kaybolmuş hissettiğiniz oldu mu ? Bunu uzun süre önce atlattığımı düşünüyordum. Öyle değilmiş galiba, bir an niye böyle hissettim ki. Bazı şeyleri umursamadığınızı düşünüyorsunuz ama onlar önünüze pat diye gelince şok oluyorsunuz ve aynı duyguları hissediyorsunuz. Neden şimdi ? Bir az daha gelmeseydin hani. Bugün bu hislerle uğraştım biraz. Eski arkadaşlar ve anıları girdi tekrar aklımın eskimiş ve unutulmaya yüz tutmuş en ücra köşelerinden.  Sonra düşündüm şimdi sırası değil bunların yaz okulunun bitmesine iki hafta var hele bitsin ondan sonra yüzleşirsin anılarla.  Sen dur bakalım orda. Tekrar kilitledim bir süreliğine, kilidi de aldım fizik kitaplarının en son sayfasına koydum. Daha çok işimiz var onunla.
      Ben bunları düşünürken neden yazmıyorum dedim ve hemen açtım blogu ve yazdım birazcık. Iyi geliyor , sanki karşımda birisi var ellerimizde kahve sohbet ediyoruz. Anlatıyorum sana ama sen sadece dinliyorsun , hep ben dinleyecek değilim ya. Ama istersen sende bana eşlik edebilirsin, benimle konuşmaya ne dersin ?
   



                                                                           'n'

9 Ağustos 2015 Pazar

Bugün Pazar / Nazım Hikmet Ran

     Bugün bu şiiri okudu abim ( abimi eninde sonunda bu blogta paylaşacaktım .  Çünkü bu zamana kadar hayatımın çoğunda hep onu anlattım etrafımdakilere burda da olmazsa olmazdı :) böyle bir başlangıç daha güzel oldu ) ve aklıma sizinle de paylaşmak geldi. Aynı duyguları yaşayamasakta aynı şiiri okumuş oluruz :) Umarım beğenirsiniz.


BUGÜN PAZAR             


Bugün pazar.

Bugün beni ilk defa günese çikardilar.
Ve ben ömrümde ilk defa gökyüzünün
bu kadar benden uzak
bu kadar mavi
bu kadar genis olduguna sasarak
kimildamadan durdum.
Sonra saygiyla topraga oturdum,
dayadim sirtimi duvara.
Bu anda ne düsmek dalgalara,
bu anda ne kavga, ne hürriyet, ne karim.
Toprak, günes ve ben...
Bahtiyarim...



                        NAZIM HİKMET RAN


'n'

8 Ağustos 2015 Cumartesi

PK / Rajkumar Hirani




          PK türkçe de sarhoş anlamına gelen ve Hindistan'da çok kullanılan bir kelime. Film Aamir Khan'ın oynadığı bir film olması ile zaten 1-0 öndeydi benim için. Filmin sonunda da beklentilerini karşıladı açıkçası. Diğer filmlerinde de olduğu gibi PK de toplumsal mesaj içeren bir film. PK uzaydan gelir ve oraya tekrar dönmek için kullandığı kumandasını çaldırır. Böylece Dünya'ya kötü bir başlangıç yaparak kumandasını aramak için düşer yollara. Ararken insanlara sordugu sorularla cevaplar hep Tanrı'yı bulması gerektiğini düşünür.
         Hindistan'da bilindiği üzere çok fazla din var bu yüzden dini kullanan insanlar da  var ve filmde bu konu üzerinde duruyor. Bu arayış sırasında yaşadığı komik olayları ve bir o kadar düşündürücü sorularıyla karşılaşıyoruz. Bir de filmin aşk hikayesi var ki o da ayrı bir güzellikte anlatılmış sonunda ikisinin kesişmesi ise olayları daha da anlamlı kıldı. Çok fazla eleştiri almasına rağmen hiç bir dine karşı alay veya hakaret içermeyen gayet saygılı olarak ele alınmış konular. İzleyiniz efenim :)


                                                                            'n'

7 Ağustos 2015 Cuma

GİT-ME

Madem ki istiyorsun öyleyse durma git
Beni düşünme rahat ol yalnız kalabilirim
Sende bilirsin hiç bir acı sonsuza dek sürmez
Hatta her an yeniden sevebilirim

Olmazdı bende biliyorum haklısın haydi git
Korkma seninle gerçekten dost olabilirim
Aslında bende uzun zamandan beridir sana
Ayrılmak istediğimi söylemedim haydi git...

Git... Git... Gitme dur ne olursun
Gitme kal yalan söyledim
Doğru değil ayrılığa daha hiç hazır değilim
Aramızda yaşanacak yarım kalan bir şeyler var
Gitme dur daha şimdiden deliler gibi özledim

İkimiz içinde doğru olan böylesi git
İnan bana sandığın kadar üzgün değilim
İçimde yepyeni bir hayata başlamanın
Sevinci ve heyecanı var artık 


                                             Halil Sezai / Git





                                                                                                   'n'

30 Temmuz 2015 Perşembe

WATTPAD #1

          Wattpad'in ne olduğunu bilmeyenler ve başka hikayeler hakkındaki yazdığım yazı için Tık Tık  sizlerde okuyarak yorumlarınızı bırakırsanız çoooook sevinirim :)


 SESSİZ

       
             "Bu dünyada neyi en çok istersen o senin imtihanındır."   

          Sessiz, yüzeysel olarak Nisa adındaki bir kızın 5 . sınıftan beri Durukan adındaki birine karşı hoslanmasını anlatan bir hikaye. Tabi Nisa artık dayanamaz ve konusmaya karar verir ve daha sonra Durukan'ın sağır ve konuşamadığını öğrenir ve asıl hikaye Durukan'ın entrikalı hayatını yavaş yavaş öğrenmesiyle başlar. Ben hikayenin konusunu çok beğendim . Sonu da güzeldi.  Final yapmış olması da bunun yanında cabası. Çünkü cogu hikaye ya kitap olacağından yarıda bırakılır ya da hala devam ettiği icin beklemek sıkıyor. Okumanızı tavsiye ederim.


                                                                                     SAHİBİM



           Sahibim ,ilk bölümden daha '' noluyoruz '' demeden heyecanlı bir girişle başladı. Kim sevmez böyle girişleri. Yani ben heyecanlı ve akıcı hikayeleri ayrı bir ilgiyle okurum.Gelelim hikayeye. Demir Tunalı'nın nişanlısını Doğan Acar'la öpüşürken görmesi sonucu bunun karşılığı olarak Doğan Acar'ın kardeşi olan  Damla Acar'ı kaçırması ve ona işkence etmesiyle başlar. Çok mükemmel bir hikaye aramayın ortada ama okunmamasına engel değil :) Finale son 5 bölüm kaldı ve merakla sonunu bekliyorum. Birde domates reçelini ilk duyduğumda midem bulansa da merak ediyorum o kadar sevmesini gerektiricek ne var ve gerçekten böyle bir reçel var mı ?


                                                    CLOWNS OF GOD - CLOWNS OF THE UNDERTAKER


         Öncelikle Clowns  Of God birinci Clowns Of The Undertaker ikinci hikaye olmak üzere türkçe hikayeler. İkinci hikaye yarıda kalmış tabi devam etmesini sabırsızlıkla bekliyorum. Kim ''Bad Boy'lu '' hikayeler sevmez ki :) ve özellikle olağanüstü olayları sevenler için kesinlikle  muhteşem bir kurguyla karşınızda elinizden telefonunuzu bırakamayacağınız bir hikaye. Kimberly Percival Bronxville Lisesi'ne kayıt olur ve orda Harry Styles ile tanışır  Birisi soytarı birisi İblis adayı iki ''insan'' .  Herkesin okumasını tavsiye ederim . Gerçekten ağzınız açık okuduğunuz bölümler ile kendinize gelemiyorsunuz.


'n'

16 Temmuz 2015 Perşembe

ÖYLE İŞTE #1




         Telefona blog uygulamasını indirdim ve ilk yazimi su an yazıyorum :) böyle daha kolay gibi geldi . Çünkü her zaman telefon yanımda ve istedigimde yazabileceğim  böylelikle. Ancak birkac sorun da var ki bunlardan biri yazının uzun mu kısa mı olduğunu anlamıyorsunuz ona da zamanla alışılır diye düşünüyorum. İkincisi ve benim icin daha önemli olan durum ise yorum yapamamak :( baska blog yazıların veya kendi blog yazınızın bile altına yorum yazamıyorsunuz ya da ben hala çözemedim uygulamayi, çözemedigimi umuyorum  :)
         Bu ara kore dizisi olarak The Time We Were Not In Love dizisine başladım ve yayınlanmakta olan bir dizi olduğundan beklemek çok zor :( Bir an önce yeni bolum gelsin diye sabırsızlanıyorsun. Bunun dışında dizi izledigim kadarıyla güzel , eğlenceli ve sarıyor. Dizi bittikten sonra yorumumu daha dikkatli yapıp yazıcam. Turk dizisinde ise yaz sezonu olarak bir kac diziye bakıyorum. Bunlardan biri de yabancı dizi olarak uzun zamandır izledigim ancak son sezonunu okul dolayısıyla takip edemediğim pretty little liar uyarlaması Tatlı Küçük Yabancılar. Bu dizi hakkındaki düşüncelerimi de paylasmak icin sabırsızlaniyorum . Kitap olarak Kimya Hatun okumaya başladım. Ramazan'da cok okuyamadım başım cok ağrıyordu ama bundan sonra hizla bitirip yorumumu sizlerle paylaşıcam en tez zamanda . Bunun yanısıra Wattpad uygulamasından da yeni hikayeleri okumaya devam ediyorum  Cok uzun ve sıkıcı olmamıştır umarım.
         Bu arada yaz okuluna gidicem. İnşallah dersleri geçerim.  Bana dua etmeyi unutmayın. Şimdilik benden bu kadar.Ramazan Bayramınız Mübarek Olsun. En kısa zamanda görüşmek üzere, kendinize iyi bakın :)
                   
                                                        'n'


9 Temmuz 2015 Perşembe

Wattpad / Yabancı - Öznur Yıldırım



          Wattpad isteyen herkesin hikaye paylaştığı bir platform. Dizi gibi beklemek sıkıyor insanı ama birkaç öneri hikaye daha var onları okumak istiyorum.Buna değer umarım.  Bakmanızı tavsiye ederim ilginizi çeken yazılar vardır mutlaka. Yabancı şu anda 46 bölümden oluşan Öznur Yıldırım tarafindan yazılan bir hikaye. Arkadaşım önerdi ve okumaya başladım. Ilk başta Grinin Elli Tonu kitabına benzerliği ile dikkatimi çekti. Konu olarak değil ama bazi cümlelerde bariz benzerlik söz konusuydu.Bu durum sonraları ortadan kalktı. Gerçekten sürükleyici ve merak duygusu uyandıran bir hikaye. Yazarın yazdığına göre Yayınevlerinden aramışlar ve kitap olma olasılığı varmış. Ediz Çağıran - beautiful killer :) - ilk başta cool çocuklar hep daha ilgi çekicidir bende severim öyle tipleri ancak sonraları Doğa'ya karşı tavır ve hareketleri canımı sıktı.  Hiç bir kız bunları hak etmez. O kısımlar hızlı geçsin istedim. Onun dışında bahsedilen şarkılara da baktım ve daha önce duymadığım güzel şarkılar var tavsiye ederim. Hikâyenin devamını da merakla bekliyorum. Ona göre yazıyı hikayeyi okudukça devam edicem. İyi okumalar :)

 
                                                                                          'n'

Warm And Cozy


     Warm and Cozy romantik türünde 16 bölümden oluşan bir Kore dizisi. Başrol oyunxularından Yoo Yun Suk ne kadar da EXO'daki Sehun'a benziyor öylee. İlk başlarda Kang So Ra oynaması bana biraz itici gelmiş olsa da izlemeye başladıktan sonra o iticilik gözden kayboldu ve hoş bir ikili oldukları kanısına vardım. Ancak sevme olayını fazla uzattıklarını düşünüyorum.Bir türlü kavuşamamak Kore dizilerinde aşina olunan bir durum değil. Jeju adasından beklenen romantiklik benim için karşılanmadı desek yeri olur . 

         Baek Gun Woo Jeju adasında Warm and Cozy adlı restorantın sahibi ve aşçısı olan iki üvey kardeşe sahip , annesini kaybetmiş ve babasının da kötü biri olduğu bilinen, platonik bir aşık rolündedir. Lee Jun Joo ise tam tersi elindeki her şeyini kaybetmiş ve ortada kalmış biri.İlk başlarda lise zamanlarını gösteriyor ve Lee Jun Joo babasının  Baek Gun Woo'nun annesi ile resmini bulur ve ikiz kardeşi olduğunu sanarak gider ama öyle olmadığını öğrenir .Bu sırada birbirlerine söz verirler ilerisi için ve böylece tanışmış olurlar. Daha sonra ikisininde yolları Jeju adasında kesişir ve Warm and Cozy'i işletmeye başlayarak yaşamlarını sürdürürler. Tabi aralarındaki aşk tüm yanlış anlaşılmalara rağmen kaçınılmaz olur. Bunun yanında üçüncü hatta dördüncü kişiler olmazsa olmaz zaten. Başkan gerçekten iyiydi hoştu ama Mok Ji Won (Baek Gun Woo'nun platonik aşkı ) nasıl bir karakter öyle her şeyde parmağı var. Sinir oldum ona . Bir olayda da parmağı olmasa bari.  Ben son iki bölümü diğer bölümlerden daha çok sevdim :)
    

         Benim çok sevdiğim diğer çiftlerden biri kuşkusuz Baek Gun Woo'nun üvey abisi olan Song Jung Geun ve Ki Hae Sil çiftidir. Song Jung Geun rolü şapşal, komik olmasının yanında genç ve karizmatikte.Siyah inci göndermesi güzeldi.Bir de hayal görme kısımları ve toplantı anındaki ifadeleri kahkaha attırıcak cinstendi. Çok sevdim ben bu çifti :) :)



Söz verirken yapılan hareketinde kalp olduğunu ilk kez öğrendim.









                                                                       'n'